Translate

11 Aralık 2017 Pazartesi

AMERİKAN DOLAR İMPARATORLUĞU...

Düzenleyeen;
Ayşın Dinçer,
11.12.2017
(Ahmet Bülbül den alıntıdır)

Amerikan Halkının Ingiltereye karşı isyanı, 1776 yılına kadar sürdü. Bu isyan sırasında Ingiliz Bankerler isyancıları finanse ediyordu. Karşılığında "Amerikan Parasını Basma Hakkını" elde etmeyi talep ediyorlardı. Başarıli oldular. Amerikann kurucu ataları Ingiliz Bankerlere Dolar Basma Hakkı tanıdılar.
1776 yılında Amerika, Ingiliz Kralından kurtuldu. Fakat,  daha büyük bir felaketin yakasına yapıştığını 1865 yılına kadar fark edemedi.
1865 yılında Amerikan Iç savaşını sona erdiren Abraham Lincoln "savaş giderleri gerekçesiyle" bankerlerin elinden dolar basma hakkını Devlete geri aldı. Amerikan Devleti,  Başkan Lincoln döneminde ilk defa dolar basabildi.
Fakat uzun sürmedi. Abraham Lincoln suikaste kurban gitti. Ölünce "eski düzene" geri dönüldü. Bankerler dolar basmaya devam ettiler.
Daha sonra gelen Başkanlar ile bankerlerin başı dertteydi. Sonunda orta yol bulundu.  1913 yılında  FED adlı banka kuruldu.  Amerikan dolarını basma hakkı FED'e verildi. Ancak FED ortaklarının tamamı banker ailelerinden oluşuyor.  FED adındaki bankada, Amerikan Devletinin hissesi dahi yok.
Bankerler Amerika'yı 12 bölgeye bölüp pay etmişlerdi. Bölgeleri temsilen, adına gövernor denilen bankacı  sıfatıyla FED yönetimine girdiler. Herbiri kendi bölgesinde Merkez Bankası  şubesi olarak işlev görüyor. Amerikan Devleti FED Başkanını tayin ediyor. Bu tayin işlemi de komedi. Bankerler kimi ister ise o tayin ediliyor. FED Amerikan Dolarını basıyor. Merkez Bankası olarak görev yapıyor.
Bankerler iki kere Avrupayı kana buladıktan sonra, 1944 yılında Bretton Woods Para anlaşması ile Doları Dünya Parası olarak kabul ettirdiler. Bu anlaşma ile  bir dolar karşılığında 0,888 Gr altın olduğu var sayıldı.
Katılımcı 48 ülke paralarını Dolara göre tarif ettiler. Böylece  "dövize bağlı" para sistemi ortaya çıktı.
Herkes memnun idi. Zira, Dolar karşılığında altın var sayılıyordu ve dolaylı olarak altına bağlı para sistemi devam ediyordu.
1960 yılında  Başkan J.F. Kenedy,  Amerikan Hazinesinin "Doları bankerlerden borç almasına" karşı çıktı .1110 sayılı kanun teklifi ile "bankerlerin para basma hakkını devlete devredilmesini" talep etti. Fakat Suikaste uğradı.
Halk Kenedy'leri seviyordu. Yerine R. Kenedy hazırlanıyordu. Fakat o da Suikaste uğradı. Kenedy'nin yerine geçen Başkan Yardımcısı Johnson'un ilk işi 1110  yasayı kadük etmek oldu. Bankerler dolar basmaya devam ettiler.
Bankerler, devleti borçlandırmak amacıyla Amerika'yı savaşa soktular. Kore Savaşı, Vietnam Savaşı Amerikan Devletinin giderlerini artırıyor. Sam Amca, Bankerlerden borç alarak savaşı finanse ediyordu. Amerikalı ölüyor ve öldürüyor  ne için bu işlere bulaştıklarını dahi bilmiyordu.
1965 yılında Fransanın Ünlü Devlet Başkanı General De Gaulle "eldeki altından daha çok Dolar basıldığını" fark etti. Amerika'dan elindeki dolar karşılığında altın talep etmeye başladı. Tartışma 1972 yılına kadar devam etti. Başkan Nixon 1972 yılında doların altın karşılığını kaldırdı. Dolar karşılıksız  kağıt paraya dönüştü.
Fransanın sesini kesmek için SDR (Special Driving  Right=Özel Cekme Hakkı) adında, devletler arasında geçerli bir para icat ettiler. Bu para Dolar, Mark, Yen, Sterlin ve Fransız Frankının belli oranları ile  katılımından oluşuyordu.
2002 yılında  SDR içerisindeki Frank ve Markın yerini Euro aldı. 2016 yılında Çin Parası da SDR'lere ilave edildi. Günümüzde uluslar arası rezervlerin yüzde 4'ünü SDR ler oluşturuyor. Dolar egemen para olmaya devam ediyor.
1972 yılından beri kağıttan kule Dolar, karşılıksız para olarak bankerler tarafından basılıyor. Dünya parası olarak iş görüyor. Amerikalı ve diğer ülke vatandaşları doları Amerikan Devletinin parası zannediyor.
13 aileden oluşan ve sayıları bini geçmeyen Bankerler,  karşılıksız olarak bastıkları kağıt para Dolar ile dünyayı idare ediyor. Adına "Dolar İmparatorluğu" deniliyor.

10 Aralık 2017 Pazar

MÜSLÜMANLAR NEDEN YAHUDİLERDEN GERİ KALDI ?

Dr. Faruk Saleem 
İslam abat, Pakistan,
Düzenleyeen;
Ayşın Dinçer,
10.12.2017
Dünyada nüfus bakımından azınlıkta olan Yahudiler Dünyayı yönetiyor.
Dünyada yalnızca 14 milyon Yahudi / Musevi var. (Kuzey ve Güney Amerika’da 7 milyon, Asya’da 5 milyon, Avrupa’da 2 milyon ve Afrika’da 100 bin Musevi yaşıyor.)Peki, kaç Müslüman var: 1,4 milyar Müslüman. (1 milyar Asya’da, 400 milyon Afrika’da, 44 milyon Avrupa’da, 6 milyon Amerika kıtasında.)Yani dünyada 1 Musevi’ye karşın 100 Müslüman var…
İyi ama Yahudiler Müslümanlardan niçin 100 kat daha güçlü ve daha zengin ve daha eğitimli ve daha mucitler?
Tarafsız ve bilimsel yollarla tespit edilmiş nedenlerini öğrenmek istiyorsanız lütfen okumayı sürdürün…
Tüm zamanların en etkin bilim adamı Albert Einstein bir Yahudiydi.
Psikanalizin babası Sigmund Freud bir Yahudiydi.
Karl Marks Yahudiydi.
Tüm insanlığa zenginlik ve sağlık katmış Yahudilere bakalım:
Benjamin Rubin insanlığa aşı iğnesini armağan etti.
Jonas Salk ilk çocuk felci aşısını geliştirdi.
Gertrude Elion lösemiye karşı ilaç buldu.
Baruch Blumberg Hepatit-B aşısını geliştirdi.
Paul Ehrlich frengiye karşı tedaviyi buldu.
Elie Metchnikoff bulaşıcı hastalıklarla ilgili buluşuyla Nobel ödülü kazandı.
Gregory Pincus ilk doğum kontrol hapını geliştirdi.
Bernard Katz nöromasküler iletişim (kaslarla sinir sistemi arası iletişim) alanında Nobel ödülü kazandı.
Andrew Schally endokrinoloji (metabolik sistem rahatsızlıkları, diyabet, hipertiroid) tedavilerinde kullanılan yöntemi geliştirdi.
Aaaron Beck Cognitive Terapi’yi (akli bozuklukları, depresyon ve fobi tedavilerinde kullanılan psikoterapi yöntemini) geliştirdi.
Gerald Wald insan gözü hakkındaki bilgilerimizi geliştirerek Nobel ödülü kazandı.
Stanley Cohen embriyoloji (embriyon ve gelişimi çalışmaları) dalında Nobel aldı.
Willem Kolff böbrek diyaliz makinesini yaptı.
Peter Schultz optik lif kabloyu, Charles Adler trafik ışıklarını,
Benno Strauss paslanmaz çeliği,
Isador Kisse sesli filmleri,
Emile Berliner telefon mikrofonunu,
Charles Ginsburg ilk bantlı video kayıt makinesini geliştirdi.
Stanley Mezor ilk mikro-işlem çipini icat etti.
Leo Szilard ilk nükleer zincirleme reaktörünü geliştirdi.
Peki, ama; son 100 yıl içinde Yahudiler sadece bilimsel alanda 104 Nobel ödülü kazanırken, 1.4 milyar Müslüman neden yalnızca 3 Nobel kazandı.
Yahudiler niçin bu kadar yaratıcı ve neden bu kadar güçlüler?
Yahudi inancına bağlı ve küresel çapta büyüyüp tanınmış şu yatırımcılara/işadamlarına ve markalarına bakalım:
 Ralph Lauren (Polo),
Levi Strauss (Levi’s Jeans),
Howard Schultz (Starbuck’s),
 Sergei Brin (Google),
Michael Dell (Dell Bilgisayarları),
Larry Ellison (Oracle),
 Donna Karan (DKNY),
Irv Robbins (Baskins & Robbins),
 Bill Rosenberg (Dunkin Dougnuts),
Richard Levin (Yale Üniversitesi’nin kurucu başkanı).
Yahudi inancına bağlı ve küresel çapta büyüyüp tanınmış şu sanatçılara bakalım:
Michael Douglas, Dustin Hoffman, Harrison Ford, Woody Allen, Tony Curtis,Charles Bronson, Sandra Bullock, Billy Crystal, Paul Newman,Peter Sellers,George Burns,Goldie Hawn,Cary Grant,
William Shatner,Jerry Lewis,Peter Falk…
Yönetmenler ve yapımcılar arasındaki Yahudiler:
Steven Spielberg,Mel Brooks,Oliver Stone,Aaaron Spelling (Beverly Hills 90210),Neil Simon (The Odd Couple),Andrew Vaina (Rambo 1 /2 / 3),Michael Mann (Starzky and Hutch),Milos Forman (One Flew Over The Cuckoo’s Nest, Amadeus),Douglas Fairbanks (TheThief of Baghdat),Ivan Reitman (Ghostbusters) ,Kohen Kardeşler,William Wyler. William James Sidis,
Sorun kendinize:
250’lik IQ derecesiyle dünyaya gelmiş en parlak insan hangi dine mensuptur?
Sorun kendinize:
Neden Yahudiler bu kadar güçlüdür?
Cevabı şudur: Her çocuğa ve her gence kaliteli eğitim verirler…
Bu eğitim türü sorgulayıcı (teslimiyetçi değil), araştırıcı (ezberci değil) ve yaratıcıdır (bilgi üretmek/bulmak içindir)
Soru:
Neden Müslümanlar bu kadar güçsüzdür?
Cevap: Yanlış eğitim verdikleri ve gelişime yararı olmayan birer eğitim sistemi uyguladıkları için (Büyük oranda Din Eksenli, Sorgusuz, Araştırmasız, Ezberci ve Dayatmacı eğitim…).
Oysa Gezegenimizde yaklaşık 1.476.233.470 Müslüman yaşamaktadır.
Yani, toplam dünya nüfusu içinde her 5 kişiden biri Müslümandır.
Her bir Hindu’ya 2 Müslüman düşmektedir, her bir Budist’e karşılık 2 Müslüman vardır ve her bir Yahudi’ye karşılık 100 Müslüman bulunmaktadır.
Müslümanlar bu kadar kalabalıklar ama neden güçsüzler?
Nedeni eğitim(sizlik)dir!!!
İslam Konferansı Örgütü’nün (OIC) 57 üyesi vardır ve ülkelerin tümünde sadece 500 adet üniversite bulunmaktadır. Yani üniversite başına 3 milyon Müslüman düşmektedir. Başka bir deyişle 3 milyon kişi için bir üniversite yapılmıştır (Bunların kalitesi de başka bir sorundur!).
Fakat sadece ABD’de 5 bin 758 adet üniversite vardır.
Shanghai Jiao Tong Üniversitesi tarafından 2004 yılında hazırlanan “Dünya Üniversitelerinin Akademik Deger Listesi”ne Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerin hiç birinden ilk 500’e giren tek bir üniversite yoktu.
Neden?.. Yanıt: Kalitesiz ve ezberci eğitim…

OKUMA YAZMA ORANLARI DA ÇOK DÜŞÜK!
UNDP tarafından toplanan verilere göre Hıristiyan dünyasında okuma-yazma bilenlerin oranı % 89’dur. Bunların %98’i ise en az ilkokul mezundur ve 100 kişiden 40’ı üniversite mezunudur. 15 Hıristiyan çoğunluğa sahip ülkedeki okuma-yazma oran ise %100’dür, yani bu 15 ülkede okuma-yazması olmayan tek kişiye rastlamak olası değildir!.
Müslüman ülkelerde durum bunun zıddıdır: 100 kişiden sadece 40’ı okuma-yazma bilir ve herkesin okuryazar olduğu bir tek Müslüman ülke bulunmamaktadır! Bunların %50’si ilkokul mezundur ve sadece %2’si üniversiteyi bitirmiştir.

BİLİM İNSANLARININ ORANLARI DA ÇOK DÜŞÜK!
ABD’de toplam bilim insanı sayısı 4.000, Japonya’da 5.000’dir. 57 Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerdeki toplam bilim adamı sayısı ise sadece 230 kişidir. (Akademisyenlerin hepsi bilim insanı değildir. Bilim insanı demek, pozitif bilimlerle aktif olarak uğraşan kişi demektir.) Ve her 1 milyon Müslüman kişiye sadece 1 bilim insanı düşmektedir.
Teknisyenler bakımından Müslüman çoğunluklu Arap ülkelerdeki durum daha da kötüdür: Her 1 milyon Müslüman Arap nüfus içinde 50 teknisyen bulunmaktadır. Hıristiyan dünyasında ise her bir milyon kişi içinde 1000 teknisyen bulunmaktadır.
NEDEN?..
Yanıt: Kalitesiz-ezberci eğitim ve ARGE’ye (araştırma geliştirmeye) yeterli kaynak ayrılmaması…
Çünkü Müslümanlar gayri safi milli gelirin yalnızca % 0,2’sini araştırma-geliştirme bütçesi olarak ayırıyor.
Buna karşın Hıristiyan dünyası araştırma-geliştirmeye % 5 oranında, yani 25 kat daha fazla fon ayırmaktadır.

SONUÇ:
İslam dünyası yeni bilgi üretebilecek kapasiteden yoksundur.
Ayrıca dünyanın ürettiği bilgiyi kendi halklarına öğretmekte de başarısızdır.
Bunun kanıtı ise ileri teknoloji ihracat rakamlarında saklıdır:
Pakistan’ın ileri teknoloji ihracatının toplam ihracatın içindeki oran %1’dir. Suudi Arabistan, Kuveyt, Fas ve Cezayir’in ise % 0,3’tür.
Hristiyan Singapur’da bu oran % 58′dir.
Gelecek Bilgi temelli toplumların olacaktır
Ilginçtir, Müslüman 57 ülkenin gayri safi milli hâsılalarının toplamı 2 trilyon doların altındadır. Buna karşın 310 milyonluk ABD tek başına 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretmekte; Çin 8 trilyon dolar,
Japonya 3,8 trilyon dolar ve Almanya 2,4 trilyon dolarlık üretim yapmaktadır. (Satın alma gücü eşitlenerek hesaplama yapılmıştır.)
Mal ve hizmet üretimi
İspanya’da 1 trilyon doların üzerindedir. Katolik Polonya 489 milyar dolarlık mal ve hizmet üretimi gerçekleşmektedir. Budist Tayland 545 milyar dolar değerinde mal ve hizmet üretimi yapmaktadır.
İşin daha acıklı tarafı ise şudur: İslam Dünyasının gayri safi milli hâsılasının tüm dünya gayri safi milli hâsılası içindeki oranı hızla azalmaktadır.
O halde Müslümanlar neden bu kadar güçsüzdür?
Cevap: Eğitim Yoksunluğu. Tam anlamıyla söylersek; kaliteli ve çağdaş eğitim yoksunluğu.
Çok kesin biçimde söylersek; akılcı olmayan, ezberci, teslimiyetçi, din eksenli ve çağdışı eğitim…

Dr. Faruk Saleem – İslamabat, Pakistan

AMERİKAN DOLAR İMPARATORLUĞU...

Düzenleyeen; Ayşın Dinçer, 11.12.2017 (Ahmet Bülbül den alıntıdır) Amerikan Halkının Ingiltereye karşı isyanı, 1776 yılına kadar sür...